Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde Türk devletleri için bir hedefin ve amacın simgesidir. Kelimenin tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl geçtiği bilinmemekle birlikte Müslümanlıktan önce Türklerin Merkez Asya'da Türkler'in ilk tarih sahnesine çıktıkları M.Ö. yıllarından itibaren var olduğu bilinen ve tarihi akış içerisinde hep ilerlemenin bir sembolü olan bir Türk Ülküsü'dür.
İstanbul'un Fethi'nden sonra, Kızıl Elma'nın, Roma'da bulunan San Pietro Bazilikası'nin mihrabındaki altın top olduğu ileri sürülmüştür.
Ancak şöyle geriye doğru Türk tarihine bakıldığında Hunlar, Gök Türkler'den Osmanlı İmparatorluğunun hedefi hep Cihan hakimiyetidir.Durum böyle olunca Kızıl Elma'nın Cihan hakimiyeti hedefi olduğu kanısına varmak zor değildir.
Türk Mitolojisinde Elma
Elma, Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde kutlu bir meyvedir. Alma, Olma, Ulma, Ulmo olarak da söylenir.
Moğolcası Alıma (Alımah)’dır.Elma günümüzde dahi Anadolu'nun pek çok yerinde, mesela Eğe'de ''alma'' olarak söylenir. Meyvelerin anası ve atası olarak kabul edilir. Ağacının çiçekleri pembe veya beyaz açar. Çekirdekli türlü renklerde meyvası olan bir ağaçtır.
Kadınla erkeğin birbirine duyduğu tensel sevginin simgesidir. Aksakallı kocanın elinden aldığı elmanın kabuğunu yiyen kısır kadın ikiz doğurur. Kızılelma için ordulara kıtalar aşmıştır. Masallarda hep büyülü elmalar vardır. Gizemli bahçelerden hep o çalınmış, üzerine türküler yakılmış, yavuklunun yanağı ona benzetilmiştir. Yunan mitolojisinde Altın Elma için kadınlar birbirlerine düşman olmuşlardır.

Türkler ve Kızıl Elma Ülküsü
Kızıl Elma, Türkler tarafından değişik şekillerde tasvir edilmiş olup bazen bir belde, bazen bir taht, bazen de dünya hakimiyetini temsil eden som altından yapılma kızıl renkli bir küre olmuştur. Bazen fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin simgesidir. Bu altın top bazen zaferin işareti, bazen hakimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yerin sembolü olarak ifade edilmiştir. Çok eski bir Türk inanç ve töresi olan Kızıl Elma, Türkistan'dan Hazar Denizi'nin doğusundan gelen Oğuzların, Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetinin ifadesi olarak bulunan altın topu yani Kızıl Elma'yı ele geçirmeyi ülkü edinmişlerdir.
Etimoloji
Elma sözcüğü (Al) kökünden türemiştir. Orta Asya Türkçesi’nden hemen hemen tüm lehçe ve şivelere aynı kökten geçerek kullanılan ad Türkiye Türkçesi’nde, Alma -> Elma dönüşümüne uğramıştır. Kelimenin kökeninde; “almak” fiilinin ve meyvenin rengini simgesel olarak ifade eden "al" (kırmızı) sıfatının olduğu bilinmektedir.
Kaynakça: Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt
0 yorum:
Yorum Gönder